Kayıt Ol or Oturum Aç
  • A. Listem (0)
  • Hesabım
  • Sepetim
  • Kasaya Git
€ £ TL $
Sepetim
  • Kayıt Ol
  • Oturum Aç
  • A. Listem (0)
  • Hesabım
  • Kasaya Git
€ £ TL $
Malçok Tarım

0 532 271 92 86

Sepetim

0 ürün - 0,00 TL
  • Alışveriş sepetiniz boş!

  • Tohum
    • Kabak Tohumlar
    • Pazı Tohumlar
    • Brokoli Tohumlar
    • Karnabahar Tohumlar
    • Pancar Tohumlar
    • Roka Tohumlar
    • Dereotu Tohumlar
    • Patlıcan Tohumlar
    • Soğan Tohumları
    • Domates Tohumlar
    • Nohut Tohumları
    • Kavun Tohumlar
    • Semizotu Tohumlar
    • Tere Tohumlar
    • Kereviz Tohumları
    • Enginar Tohumu
    • Lahana Tohumlar
      • Beyaz Lahana Tohumlar
      • Kırmızı Lahana Tohumları
    • Turp Tohumlar
    • Mor Reyhan Tohumları
    • Çim Tohumları
    • Fasülye Tohumlar
      • Taze Fasülye Tohumları
      • Barbunya Fasülye Tohumları
    • Marul Tohumlar
      • Yedikule Marul Tohumlar
      • Iceberg Marul Tohumlar
      • Kıvırcık Marul Tohumlar
    • Pırasa Tohumları
    • Ekşiotu Tohumları
    • Bamya Tohumlar
    • Kekik Tohumları
    • Hıyar Tohumlar
      • Sera Hıyar Tohumlar
      • Tarla Hıyar Tohumlar
    • Maydanoz Tohumlar
    • Biber Tohumlar
      • Spesifik Biber Tohumlar
      • Üçburun Biber Tohumlar
      • Çarliston Biber Tohumlar
      • Dolma Biber Tohumlar
      • Kıl Biber Tohumları
      • Sivri Biber Tohumlar
      • Salçalık Biber Tohumlar
    • Ispanak Tohumlar
    • Mısır Tohumlar
    • Havuç Tohumları
  • F1 Hibrit Tohumlar
    • Hibrit F1 Patlıcan Tohumları
    • Hibrit F1 Marul Tohumları
      • Hibrit F1 Kıvırcık Marul Tohumları
      • Hibrit F1 Iceberg Marul Tohumları
      • Hibrit F1 Yedikule Marul Tohumları
    • Hibrit F1 Karnabahar Tohumları
    • Hibrit F1 Domates Tohumları
      • Hibrit F1 Oturak Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Sanayi Salçalık Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Pembe Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Sofralık Domates Tohumları
      • Hibrit F1 Sırık Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Pembe Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Sofralık Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Çeri Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Kokteyl Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Salkım Domates Tohumları
        • Hibrit F1 Beef Domates Tohumları
    • Hibrit F1 Mısır Tohumları
    • Hibrit F1 Turp Tohumları
    • Hibrit F1 Brokoli Tohumları
    • Hibrit F1 Lahana Tohumları
      • Hibrit F1 Kırmızı Lahana Tohumları
      • Hibrit F1 Beyaz Lahana Tohumları
    • Hibrit F1 Kabak Tohumları
    • Hibrit F1 Ispanak Tohumları
    • Hibrit F1 Kavun Tohumları
    • Hibrit F1 Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Spesifik Biber Tohumları
      • Hibrit F1 ÜçBurun Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Kıl Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Dolma Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Çarliston Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Salçalık Biber Tohumları
      • Hibrit F1 Sivri Biber Tohumları
    • Hibrit F1 Hıyar Tohumları
      • Hibrit F1 Tarla Hıyar Tohumları
      • Hibrit F1 Sera Hıyar Tohumları
  • GÜBRE
    • Yayıcı - Yapıştırıcılar
    • Damlama Gübreleri
    • Organik Gübreler
    • Spesifik Gübreler
    • Taban Gübreleri
    • Yaprak Gübreleri
  • Karpuz Tohumları
    • Hibrit F1 Karpuz Tohumları
  • Fide - Fidan
    • Patlıcan Fideleri
    • Hıyar Fideleri
    • Kavun Fideleri
    • Lahana Fideleri
    • Marul Fideleri
    • Karpuz Fideleri
    • Karnabahar Fideleri
    • Domates Fideleri
    • Biber Fideleri
    • Brokoli Fideleri
  • HOBİ ÜRÜNLERİ
    • Çiçek Coşturan
    • Saksılar
  • İLAÇ
    • Fungusit
    • İnsektisit
    • Herbisit
    • Haşere İlaçları
  • ZİRAİ ALETLER
    • Damlama Sulama
    • Pompalar
      • El Tipi
      • Sırt Pompası Yedek Parçaları
      • Sırt Tipi
        • Tulumbalı Pompalar
        • Elektrikli Pompalar
  • Biolojik Mücadele
  • AZOT FİKSASYONU VE AZOT BAKTERİLERİ
Blog Category
  • Biolojik Mücadele
  • Gübreleme
  • Meyvecilik
  • Sebzecilik
Latest Comments

AZOT FİKSASYONU VE AZOT BAKTERİLERİ

Write By: admin Published In: Biolojik Mücadele Created Date: 2013-03-09 Hits: 16341 Comment: 0

Azot  bakterilerinden  ve  toprağa  havanın  serbest  azotunu  fikse  eden  bitkiler

AZOT FİKSASYONU VE AZOT BAKTERİLERİ : 

Sevgili  okuyucular bugün sizlere  Azot  bakterilerinden  ve  toprağa  havanın  serbest  azotunu  fikse  eden  bitkilerden  bahsedeceğim.Üreticiler  hep  şunlardan  şikayet  eder  dururlar.Tüm  tarımsal  girdilere (ilaç,gübre,tohum,sulama  malz.  Vs.) zam  geliyorda  niye  bizim sattığımız  ürünlere  zam  gelmez,yıllardır  meyveler  ve  sebzeler  hemen  hemen  aynı  fiyattan  gidiyor.Bu  konuda  üreticilerimiz  haklı,geçenlerde  birkaç  Basın-Yayın  kuruluşlarında,  gazete  ve  televizyonlarda  bu  konuyla  ilgili  bir  kaç  haber  çıktı.Özellikle  marul, maydanoz  ile  ilgili  haberler oldukça  ilginçti.Tarladaki  fiyat  ile  tüketiciye  ulaşan  son  fiyat  arasında  % 380  fark  vardı.Bu  konuda  herkese  görev  düşmektedir.Üreticiden,ziraat  mühendislerine,odalara  ve  tüketicilere görev  düşmektedir.Bazı  projeler  yarım  kalmakta,uygulama  yapılmamakta,destek  ve  takipler  yetersiz  olmaktadır.Dünya  nüfusu  hızla  artmakta  ve  bu  artan  nüfusun  ihtiyaçlarını  karşılamak  amacıyla  yapılan  çalışmalar  arasında  bitkisel  üretimin veriminin  artırılması  büyük  önem  arz  etmektedir.Verim artışını  sağlayan  en  önemli  besin  elementlerinden  biriside  azottur(N).Azotun  temel  besin  elementlerinden  biri  olmasının  nedeni,bitkinin  organik  yapısı  içinde  yer  alması  ve  bitkinin daha  çabuk  büyümesini  sağlamasıdır.Azot  tüm  bitkilerin  önemli  yapısal  unsurlarının  bileşimi olarak  kabul  edilen  proteinin  yapı  taşı  olmakla  birlikte  klorofil,enzim  ve  vitaminlerin de  yapısında  yer  alan  önemli  bir  besin  elementidir.Aynı  zamanda  azot,tabiatta  en  yüksek  oranda (% 78) bulunan  ama  eksikliği  en  fazla  görülen  besin  elementidir.Atmosferde  bulunan  azot(N2) bitkilerin  alabileceği  formda (NH4+;NO3-) değildir.İşte  bitkiler  çevresindeki  bunca  azota  rağmen  bu  elementin  noksanlığında  fonksiyonlarını  yeterince  gerçekleştiremezler.Bitkiler  atmosfer  azotunun  yarayışlı  formlara  geçmesi  için  3’ lü  bağının  2’li  bağa  indirgenmesi  ve  hidrojen  ya da  oksijenle  birleşmesi  gerekir.Diğer  bir  ifadeyle  bitkiler  yukarda da  belirttiğimiz  gibi  NH4+  ve  NO3-  formunda ki  azotu  kullanabilir.Bununda  doğadaki  canlılar  içinde  özellikle  toprakta  bulunan serbest  ve  serbest  olmayan  bakteriler (prokaryotik  bakteriler)  tarafından  gerçekleştirildiği  bildirilmektedir (Fritsch.1990) Tarım  toprağının  5  cm  derinliğindeki  yüzey  tabakasında,dekara  2  tondan  fazla  bakteri,mantar Aktinomiset,algler,protozoa  gibi  toprak  mikroorganizmaları  bulunmaktadır.Özellikle  ilkbahar ve  yaz  mevsiminde  topraktaki  mikroorganizma  sayıları  tonlarca  canlı  ağılrlığına  ulaşmaktadır.Azot  ise  bu  canlıların  yaşaması  için  makro  düzeyde  gerekli  bir  besin  maddesidir.Üstelik  karasal  ekosistemin  önemli  bir  bileşeni  olan  ototrof  ve  heterotrof  canlılar  ortamdaki  azotu  kullanabilmek  için  birbirleriyle  rekabet  ederler.Bu  nedenle  azotun  doğal  ekosistem  içerisindeki mikrobiyolojik  döngüsünde  toprak  canlılarının  rolü  oldukça  önemlidir. Dünyada  protein  gereksiniminin  giderek  artması  ile  mineral  azotlu  gübre  üretimi  ve  kullanımı  da  artarak    çeşitli  çevresel  sorunlar  ortaya  çıkmıştır.Bu  nedenle  doğada  azot  bağlayıcı Mikroorganizmalar,özellikle  Rhizobium  spp.  bakterilerinin  baklagil  bitkileri  ile  ortak  yaşamı  sonucu  gerçekleştirilen  biyolojik  azot  fiksasyonunun  önemi  gün  geçtikçe  artmaktadır (Gök,2009) Bitkilerin  azot  gereksinimi,atmosfer  azotunun  bakterilerce  toprağa  bağlanmasının  yanı  sıra,mineral  gübrelerin  toprağa  verilmesi  ile de  karşılanmaktadır.Günümüzde  bitkilerin  azot  ihtiyacını  karşılamak  için  toprağın  azot  miktarını  artırmada  önemli  rolü  olan  baklagillerin  ekim  nöbetine  konulması   yerine  çoğunlukla  mineral  azotlu  gübre  verilmesi  yoluna  gidilmektedir. Bu  amaçla  dünya da  yılda  50  milyon  ton  azot  üretilmektedir.Böylece  sadece  enerji  masraflarıylada  kalınmayıp,azotlu  gübrenin  bir  kısmı  yıkanma,bir  kısmı  denitrifikasyon  yoluyla  topraktan  uzaklaştığı   için   kullanılan   gübrelerden  optimal   şekilde     bitkinin   yararlanması   mümkün  olmamaktadır.Azotlu  gübrelerin  taban suyuna  ve  içme  suyuna  karışması  sonucu  çevre  kirliliğne  neden  olmaktadır.Yine  denitrifikasyon  sonucu  ortaya  çıkan  azot  gazları  küresel  ısınmaya  neden  olmaktadır.Topraklarımızın  büyük  bir  kısmı  mineral  azot  yönünden  fakirdir  ve  azot  ya  değişik  yollarla (denitrifikasyon,yıkanma,volatilizasyon gibi) bitki  kök  bölgesinden  uzaklaşabilir  ya da  immobilizasyonla  bitkiler  için   elverişsiz   formlara  dönüşebilir.Bu  nedenle  modern  tarım  uygulamaları  arasında  azot  gübrelemesi  önemli  bir  yer  tutmaktadır.Fakat  azotlu  gübrelerin  üretim  maliyetlerinin  yüksek  olması  ve ya  uygulama  esnasında  çevreye  zarar  vermesi  uygulamaları  sınırlamaktadır.Azotlu  gübre  uygulaması  tamamen   terk  edilemez,çünkü  üreticiler  bu  uygulamaları  defalarca  tecrübe  edinmişlerdir.Ancak,en  azından  fasulye,bakla,bezelye  gibi  baklagillerde,simbiyotik  azot  fiksasyonu (Rhizobium  aşılaması) bitkinin  azot  ihtiyacının  belirli  bir  kısmını  karşılayabilir.Böylece,azotlu  gübre  girdisi  azaltılarak  net  kar  artırılmış  ve  potansiyel  çevre  kirlenmesi  riski  belli  ölçülerde  azaltılmış  olur.
         AZOT  FİKSASYONU  NEDİR? 
Kısaca  atmosferde  bol  miktarda  bulunan  moleküler  azotun  amonyum  formlarına  indirgenerek  bitkiye  yarayışlı  duruma  geçmesine  azot  fiksasyonu denir.Sadece  bazı  bakteriler(Rhizobium,Clostridium,Azotobacter,Klebsiella,Bacillus,Amylobacter),mavi-yeşil  algler (Anabaena,Nostoc,Calothrix,Oscillatoria)              mantarlar (Mycorrhiza) atmosferdeki  bu  azottan  doğrudan  yararlanabilmektedir.Bunlardan  Rhizobium  spp.  Bakterileri  konak  seçici  olup,Leguminocae  (baklagiller)  familyasındaki  bitkilerle  birlikte  bulunur  ve  bu  bitkilerin  köklerinde  nodüller  oluşturarak  azot  fiksasyonunu  gerçekleştirirler.Dünyada  ve  ülkemizde  nüfus  hızla  artmakta  ve  azotlu  gübre  üretmek  için  gerekli  enerji  kaynakları  azalmaktadır.Dolayısıyla  biyolojik  azot  fiksasyonunun  değeri  giderek  anlaşılmaktadır.Dünyada  fotosentezden  sonra  en  önemli  olay  kabul  edilen  azot  fiksasyonu,ekologlar,bitki  fizyologları  ve  ziraatçılar  tarafından  üzerinde  en  çok  çalışılan  konulardandır.Azot  fiksasyonu  genel  olarak  üç  yolla  gerçekleşmektedir.
            1—BİYOLOJİK  OLMAYAN  AZOT  FİKSASYONU
 Azot  atmosferden  biyosfere  yağmur  sularıyla  çözünmüş  olarakta  geçer.Yağmur  sularındaki  azot  formu  amonyum  ve  nitrat  olmasına  rağmen,albuminoid  azot  olarak da  bilinen  ve  atmosferde  süspansiyon  halinde  bulunan  toz  tanecikleri  ve  koloidal  organik  artıklardaki  organik  azot  gibi  çeşitli  azotlu  bileşiklerde  bulunmaktadır.Atmosferdeki  azot  gazı ,doğal  hav

a  olayları  (şimşek,yıldırım) sonucunda bitkilerin  kullanabileceği  azot  formuna  dönüşür  ve  bitkiler  azotu  bu  yolla  temin  eder.Bu  şekildeki  azot  fiksasyonu  diğerlerine  göre  daha  azdır.
           2—ENDÜSTRİYEL  AZOT  FİKSASYONU:
 Endüstriyel  azot  fiksasyonunda  moleküler  azotun  amonyağa  çevriminde  400 Co  sıcaklık  ve  200-350  atm. Basınca  ihtiyaç  duyulur.Enerji  masrafları  hem  yüksek  hemde  çevre  kirliliği  oluşmaktadır.

          3—BİYOLOJİK  AZOT  FİKSASYONU:
 Atmosferdeki  elementel  azotun  mikroorganizmalar  tarafından  fikse  edilmesine  denir.Biyolojik  azot  fiksasyonu da  simbiyotik  ve  simbiyotik  olmayan  fiksasyon  olmak  üzere  ikiye  ayrılır.
         3-a-SİMBİYOTİK  OLAYAN  AZOT  FİKSASYONU
 Atmosferik  azotun  toprak  ve  su  ekosistemlerinde serbest  olarak  yaşayan ve  nitrogenez  enzimine  sahip  mikroorganizmalarca  fiske  edilmesine  denir.Yapılan  araştırmalara  göre  dünya  üzerinde  30  milyon  ton  azot  bu  şekilde  fikse  edilmektedir.(A.Ü.Tümer;N.Şahin).Bu  şekilde  azot  fikse  eden  bakteriler  dört  gruba  ayrılır.

--- Heterotrofik bakteriler(Azotobacter,Clostridium,Achromobacter,Azotomonas,Pseudomonas,Bacillu  polmyx cinsleri)

--Kemoototrofik  bakteriler (Methanobacillus   amelianskii)

 --Mavi-yeşil  algler  (Anabaena ,Anaboenopsis,aulosira,Calothrix,Nostoc)
 --Fotosentetik  bakteriler   (Chlorobium,cbromatiumi,Rhodomicrobium  spp.)
       3-b-SİMBİYOTİK  AZOT  FİKSASYONU
Biyolojik  azot  fiksasyonu,dünya  yüzeyinde  fikse  edilen  azotun  %  70 ‘ini  kapsamakta,bunun da  %  50’ sini   simbiyotik  azot  fiksasyonu  oluşturmaktadır.Simbiyotik  yolla  azot  fikse  eden  bakteriler 3  gruba  ayrılır.
 --Baklagil  bitkilerinin  köklerinde  yaşayan  bakteriler
--Bazı  bitkilerin  yapraklarında  yaşayan  bakteriler
 --Baklagil  olmayan  bitkilerin  köklerinde  ve  üzerinde  yaşayan  bakteriler
Simbiyotik  azot  fiksasyonu  özellikle  baklagillerle   ortak  yaşayan  Rhizobium  bakterileri  yapmaktadır.Simbiyotik  yaşayan  bu  bakteriler  “konukçu “  denilen  baklagilin  kökleri  üzerinde  yaşarlar.Bakteri  bu  konukçu  bitkiden   kendi  ihtiyacı  olan  karbonhidratları  alırken, havadan  aldığı  azotu  konukçuya  verir.Karşılıklı  işbirliği  esasına  dayanan  bu  yaşam  biçimine “simbiyotik  yaşam “denir.Rhizobium  bakterisi  konukçu  bitki  üzerinde  nodül  denen  yumrular  meydana  getirir  ve  bu yumrular  içerisinde  azot  fiksasyonu  yapar.(RESİM-1) Her  bitki  kendine  özgü  bakteri  istemektedir.Rhizobium  bakterilerinin  toprağa  fikse  ettikleri  azot  miktarı  ortalama  200  kğ/ha/yıl  dır.Bu  miktar,bitki  iyi  bir  gelişme  gösterirse ,azot  fikse  etme  gücü  yüksek  şuş  ile  simbiyotik  yaşama girerse  ve  toprak  azotlu  gübre  bakımından   fakir  ise  500 kğ/ha/yıl  değerine  kadar  çıkabilmektedir.Görüldüğü  gibi  baklagillerle  1  hektarlık  toprağa  bir  yıl  içerisinde  yaklaşık  olarak 200-500  kğ  arasında  azot  kazandırılabilmektedir.Rhizobium  cinsi  bakteriler   Rhizobiaceae   familyasına  dahildirler.Bunlar  genetik  olarak  farklı,fizyolojik  olarak  heterojen  bir  grubu oluştururlar.Rhizobiumlar  çok  düşük  oksijen  varlığında da  gelişebilen  bakterilerdir.Optimum  gelişme  sıcaklıkları  25-30  C0  dir, gelişme  PH   ları  6-7  arasındadır. Baklagillerden  toprağa  azot  kazandırılması   isteniyorsa, baklagiller  tam  tohuma  durdukları  zamanda  toprağa  karıştırılmalıdır.Baklagil  bitkileri  münavebeli  olarak    dikilmelidirler,kendinden  sonra  gelen  bitkilerin  verimini  artırır.Özellikle  çok  derinlere  giden  baklagil  kökleri  toprağın  yapısını  iyileştirir.Günümüzde,Rhizobium  aşı  uygulamaları ,Avrupa  ve  Amerika’ nın  yanı sıra  önemli  fasulye üreticilerinden  olan  Meksika  ve  Brezilya’ da da  yaygındır.Simbiyotik  azot  fiksasyonunun  yeri  intensif  tarımda  oldukça  sınırlıyken,extensif  tarım  için  pek  çok  fırsatlar  ortaya  çıkmaktadır.Gelişmekte  olan  çoğu  ülkede,azotlu  gübrelerin  kullanılabildiği  yüksek  gelir  getiren  ürünler  hariç  tutulursa,azot  fiksasyonu  baskın  azot  girdisi  olarak  tarım  sistemlerinde  kullanılmaktadır.Bu  tür bir  tercih  gübre  fiyatlarının  pahalı  olması,Pazar  değişiklikleri  ve  düşük  ya da  düzensiz  yağış  nedeniyle  azotlu  gübre  kullanımı  ekonomisinin  etkilenmesi  sonucu  oluşmaktadır.Örneğin, Döberiener  et  ark. (1995)  Brezilya ‘da baklagil  ve  ilişkili  azot  fiksasyonu  yoluyla  yılda  1.8  milyar  dolardan  daha  fazla  ek  gelir  sağlandığını  hesaplamıştır.Bu  yüksek  rakama  ulaşılmasının  arkasında  ,azot  fiksasyonu  üzerinde,özellikle  de  Dr. Döberiener’in   laboratuarında  yıllardır  devam  eden  çalışmaları  yatmaktadır.Türkiye’ de  bu  konuda  çok  fazla  bir  araştırma  yapılmamıştır,yeni yeni  bazı  Üniversitelerimizde  çalışmalar  yapılmaya  başlanmıştır.Bir  rizosfer  bakterisi  olan  Azospirillum’ un  bitki  gelişmesi  üzerindeki  olumlu  etkileri  arasında,bitkilere  İndol asetik  asit (İAA), giberellin  ve  sitokinin  gibi  fitohormonlar  vermesi  (Patten  and  Glick,1996; Rademacher-1994)  azot  fiksasyonu  (Boddey  and  Döberİenier,1988), nitrit  oluşumu  (Bothe  ve  ark,1992), bitki  gelişmesindeki  genel  iyileşmeler  (Fallik  ve  ark,1994),ve  mineral  alımının  artırılması  (Bashan  ve  ark.,1990)  sayılabilir.Fasulye  çeşitlerinde  Azospirillum ve  Rhizobium  aşılaması  nodülasyonu  ve  bitki  gelişmesini  daha  fazla  artırmıştır.Ayrıca  Baklagillerde    bakteri  aşılamasının   vejetatif  gelişme,kuru  madde  oluşumu,dane  verimi,nodül  oluşumu,nodül  ve  danede  azot  içeriğini  etkilediği  bir  çok  araştırıcı  tarafından  ortaya  konmuştur.
      NODÜL  OLUŞUMU  NEDİR?
Bitki  köklerinin  bakterilerle  enfekte  olmalarından  sonra  3  aşamada  nodül  oluşumu  gerçekleşir.Birincisi;enfeksiyon  öncesi  dönemdir.Bitkinin  kök  bölgesinden  bakterileri  uyarıcı  ve  davet  edici  kimyasal  maddeler  salgılanır.Bu  maddelerin  salgılanmasından  sonra  bitki  kök  tüylerine  tutunan  bakteriler,bir  kök  gelişim  hormonu  olan  ve  kılcal  köklerin  özel  bir  şekil  almasını  indol  asetik  asit  (İAA)   ve  kök  hücrelerini  esnek  duruma  getiren  poligalatunaz (PG) enzimi  salgılanır.Her  iki  metabolit  kök  hücrelerini  bakterinin  girebileceği  esnek  bir  yapıya  çevirir.İkincisi;enfeksiyon  şeridinin  oluşmasıdır.Kök  hücrelerine  giren  bakterilerle  birlikte kök  tüyü  boyunca  korteks  hücrelerine  uzanan  “enfeksiyon  şeridi”  ya da  “ enfeksiyon  iplikçiği”  adı  verilen  bir  borucuk  oluşur.Bu  oluşumun  görevi  bakterilerin  korteks  hücresine kadar  taşınmasını  sağlamaktır.Bu  sırada  bakteriler  hızla  çoğalır,nodül  oluşumunu  başlatırlar.Üçüncüsü;nodül  oluşumu  aşamasıdır.Enfeksiyon  şeridi  korteks  bölgesinde  tetraploid  hücreye  ulaşır.Bu  ve  etrafındaki  komşu  hücreler  hızlı  bir  bölünme  ile  çoğalır  ve  kök  hücre  stoplazması  içinde   dağılırlar.Çoğalma  olayından  sonra  bakteriler  karakteristik  çubuk  ve ya  kısa  çubuk  şekillerini  kaybederek  iri  yapılı,X,Y  ve ya  düzensiz  şekiller  alırlar.Rhizobium  bakterilerinin  bu  formuna  bakteroid  denir  ve  azot  fiksasyonu  yalnızca  bakteroid  formda  gerçekleşir.Bitki  cins  ve  türüne  göre,çevre  koşullarına  bağlı  olarak  azot  fiksasyonu  enfeksiyondan  10-21 gün  sonra  başlar.Nodüllerin  aktif  olup  olmadığını  anlamak  için,nodüller  patlatılır;iç  rengi  kırmızımsı-sarımsı  gibi  canlı  bir  renk  ise  nodül  aktiftir.Pembemsi,yeşilimsi-kahverengi  gibi  soluk renk  ise  nodül  aktif  değildir.Böylece  bitkiye  ek  gübre  verilip  verilmiyeceğine  karar  verilebilir.
       AZOT  FİKSASYONUNA  NELER  ETKİ  EDER?
 Bakteriler  tarafından  fikse  edilen  azot  miktarı  üzerine  bir çok  faktör  etki  eder.İyi  bir  azot  fiksasyonu  için:
--Etkili   bir  nodül  oluşumu  için  konukçu  ile  Rhizobium  bakterisi  uyum  içinde  olmalıdır.
--Rhizobium  bakterisi  toprakta  diğer  mikroorganizmalarla  rekabet  ederek   hayatta  kalabilmeli.
--Yukardaki  iki  durum  gerçekleştikten  sonra    fiksasyon  için  diğer  çevre  koşullarıda  uygun  olmalıdır.
Azot  fiksasyonuna  bakterinin  türü,konukçu,besin  elementleri,toprak  sıcaklığı,toprak  nemi,toprağın  PH  ‘sı,tuzluluk  etki  eder.Herhangi  bir  besin  elementinin  eksikliği  ya da  fazlalığı fiksasyonu  direkt  ya  da  dolaylı  olarak  etkiler.Düşük  miktarda ki  azot  nodül  oluşumunu teşvik ederken  artan  azot  dozları  nodül  teşekkülünü,nodüllerin  sayısını  ve  büyüklüğünü    azaltarak  azot  fiksasyonunu  düşürmektedir.Meral  ve  ark. (1998)  ;Kaya  ve  ark. (2002)  bu  durumu  doğrulayıcı  sonuçlar  elde  etmişlerdir.Topraktaki  fosfor  ve  potasında  azot  nodülü  oluşumuna  etkisi  vardır.Toprak  sıcaklığı  hem  nodül  teşekkülü  hem   de  nodül  aktivitesi  üzerine  önemli  ölçüde  etki  yapmaktadır.Düşük  toprak  sıcaklığında  nodül  oluşumu  azalır,kök  tüylerinin  enfeksiyonu  gecikir.Nitrogenez  enziminin  aktivitesi  azalır.Düşük  ve  yüksek  hava  sıcaklığı  fotosentezi  etkilediği  için    azot  fiksasyonu  sınırlandırılır.Genel  olarak  30  C0 ‘ nin  üzerindeki  sıcaklıklar  azot  fiksasyonunu  azaltmaktadır. Kurak  ve  yarı  kurak  bölgelerde  bitkiler  nem  stresinde  olduğu  için  fikse  edilen  azot  miktarı  azalır.Yine  toprakta ki  su  fazlalığında  toprakta  hava  kapasitesi  düştüğü  için  fiksasyon  olumsuz  etkilenir.Rhizobium  bakterileri  PH’ sı  4,6—8,5  arasında  olan  topraklarda  gelişebilirlerken ;en  iyi  çoğalmayı    PH ‘sı  6,8  olan  topraklarda  gerçekleştirmektedirler.Düşük  PH  şartlarında rhizobium bakterilerinin  gelişme  ve  çoğalması  azalmakta,etkisiz  bakterilerin  sayısı  artmakta  ve  enfeksiyon  olumsuz  yönde  etkilenmektedir.Yine  asidik  topraklardaki  besin  elementleri  ile  bazik  topraklardaki  besin  elementlerinin  azlığı  yada  çokluğu  fiksasyonu  etkiler.Topraktaki  tuz  varlığıda    fiksasyonun  derecesini  etkiler.Tuza  maruz  kalan  bitkilerde  toksik  iyonların  bitki  dokusunda  birikimine  bağlı  olarak  enzim  aktivitesi  bozulmaktadır.Fotosentez  yine  tuzdan  etkilenen  bitkilerde   azalacağı  için  solunum  artar,nodülasyon  ve  nodül  aktivitesi  azalır.Tuzlu  koşullarda  Rhizobium  aktivitesi  ve  nodül   oluşumu   olumsuz  yönde  etkilenir.

         YEŞİL  GÜBRELEME                                                                 

Baklagil  ya da  baklagil  olmayan  bitkilerin  çiçeklenme  dönemi  sonunda  uygun  şekilde  parçalanarak  toprağa  karıştırılma  olayına “ yeşil  gübreleme”  denir.Yeşil  gübreler,toprağa  ekilecek  yeni  ürünün  yaralanabileceği  azot   ile   diğer   besin   maddeleri  yönünden    katkıda   bulunurlar.Toprağa  organik  madde  ve  azot  kazandırarak  toprağın  verimlilik  gücünü  artırırlar,toprağı  erozyondan  korurlar.Toprağın  fiziksel  şartların  düzelterek  bitkilerin  besin  elementlerinden  daha  fazla  yararlanmalarını  sağlarlar.Bir  çok  denemelerle  bu  verim  artışının  % 20  ile  % 100  arasında  olduğu  tespit  edilmiştir.Yeşil  gübre  bitkileri  yaklaşık  olarak  %  90  çiçeklendikleri  zaman  uygun  şekilde  toprağa  karıştırılarak  toprakta  parçalanması  sağlanır.Ürünlere  göre  azot  kazançları  aşağıdaki  tabloda  verilmiştir.Elde  edilen  azot  kazancının  gübre  olarak  değeri,ekilen  baklagilin  cinsine  bağlı  olarak  33-114  kğ  amonyum  sülfata, 27-92  kğ  amonyum  nitrata  eşittir.

 BİTKİ  GELİŞİMİ  VE  KÖK  BAKTERİLERİ

    Toprak  çok  sayıda  mikroorganizmayı  bünyesinde  barındırır.Bu  mikroorganizma  toplulukları   arasında  bitki  kökleri  ile  ilişkili  olan  bakterilere  kök  bakterileri  denir.Bitki  gelişimini  uyaran  kök  bakterilerinin  bitki  gelişimini  uyarıcı  etkisinin  yanı  sıra  hastalıklara  özellikle de  toprak  kaynaklı  patojenlere  karşı  biyolojik  savaşta  etkili  oldukları  bilinmektedir (Kloepper,1993;Lucas  ve  ark.,2000).Bugün  dünyada  pek  çok  ülkede  bitki  gelişimini  uyaran  kök  bakterilerinin  bitkilerde  verimi  artırıcı  etkisi  üzerinde  çalışılmaktadır.Suudi arabistan’ da  bitki  gelişimini  uyaran  kök  bakterilerinden  olan  Bacillus  polymyxa  ile  yapılan  bir  çalışmada  bakteri,hem  Fusarium   graminearum   ve  Cochliobolus  sativus   etmenlerinin  neden  olduğu  buğdayda  kök  çürüklüğünü  azaltmış  hemde  üründe  %  102  oranında  artışa  neden  olmuştur.Bugün  dünyanın  pek çok  ülkesinde,hem  bitki  gelişimini  uyaran  hem de  biyokontrol  ajanı olarak  hastalıkları   önleyen  bu  kök  bakterileri  ile  ilgili  yapılan  çalışmalar  incelendiğinde  bitki  gelişimini  uyaran  geneldeenuslar  arasında  öz,Bacillus,Lactobacillus,Paenibacillus,Arthobacter,Streptomyces,Pseudomonas,Burkholderia Comamonas,Agrobacterium,Alcaligenes,Enterobacter,Pantoae,Klebsiella,Xanthomonas,Serratia,Rhizobium,Bradyrhizobium,Azosprillium,Azotobacter  gibi  genuslarda  yer  aldığı  görülmektedir.Bu  gellikle  Pseudomonas  ve  Bacillus’lar   bitki  gelişimini  uyarıcı  etkilerinin  yanı  sıra   patolenler  açısından  çok  iyi  antagonistik  özelliklere  sahip  olmaları  nedeniyle  de  dikkat  çekmektedirler.Yine  yapılan  bir  çalışmada  IAA  üreten  Pseudomonas  putida  GR 12-2  ve  Enterobacter  cloacae  CAL 3   ile  kanola  ve  domates   bitkilerinin  inokülasyonu  sonucu  fide  köklerinin  gelişimi  önemli  ölçüde  artmıştır (Patten  ve  Glick,2000).Rhizobium  ve  BradyrhizobiumStrainleri,Rhizoctonia  solani  AG4,Fusarium  solani,F.oxysporum  ve  2  Fusarium  spp. ye  karşı  denenmiştir.Hem  invitro da  hem de  in vivo  da  yapılan  denemelerde  Sinorhizobium  meliloti Bu  5  adet  fungusa  karşı  antibiyosis  aktivitesi  göstermiştir.Azot  bağlayan  bu  bakteri  aynı  zamanda  bitki  gelişminde  5  44  oranında  artış  meydana  getirmiştir ( Gurfinkel  ve  Perticari,2000).Phyllobacterium  strain  29-15’ in  varlığında  kolza  bitkisinin  azot  alma  oranı  % 80  artış  göstermiştir (Larcher  ve  ark.,2000)Tarımsal  üretimde  en önemli  girdi  olan  azot,protenlerin  yapısına  katılması  nedeniyle  her  canlının  hayatında  önemli  bir  rol  oynamaktadır.Atmosferde  en  yüksek  oranda  olan  azot,aynı Zamanda  tarımsal  üretimde  eksikliği  en  çok  görülen  bir  elementtir.Hiç  bir  canlı  atmosferdeki  bu  azottan  doğrudan  faydalanamamaktadır.Elementel  haldeki  bu  azotun  amonyum  formlarına  indirgenmesi  gerekir.Bu da  ancak  yukarda  anlattığımız  canlılar  sayesinde  olmaktadır.Son  yıllarda Ülkemizde de  bu  konuda  çalışmalar  yaygınlaşmıştır.Üreticilerimiz  için  daha  ekonomik  olan  ürünler  bir  çok  firmalar  tarafından  araştırılmış  ve  kullanılmaya  sunulmuştur.Çevre  kirliliği de  göz  önüne  alınarak  bu  tür  bakterilerin  kullanımını  yaygınlaştırmamız  gerekmektedir.

ZİR.MÜH. MUSTAFA FERSİZ'İN HARMAN TİME OLAN  NİSAN AYI YAZISINDAN ALINTIDIR.

 

Tags: azot bakterileri
Like This:
text_twitter_share

Leave A Comment


Bilgiler
  • İade ve Teslimat Şartları
  • Şartlar ve Koşullar
  • Teslimat Bilgileri
  • Hakkımızda
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • İade Şartları
Müşteri Servisi
  • İletişim
  • Ürün İadesi
  • Site Haritası
  • Markalar
Ekstralar
  • Markalar
  • Ortaklık Programı
  • Kampanyalar
Hesabım
  • Hesabım
  • Siparişlerim
  • Alışveriş Listem
  • Bülten Aboneliği

E-Bülten İçin Kaydolun


Bizi Takip Edin
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
Malçok Tarım © 2017 | Tüm Hakları Saklıdır.
Top
Kategoriler
  • Default
  • Diğer
  • F1 Hibrit Tohumlar
  • Fide - Fidan
  • GÜBRE
  • HOBİ ÜRÜNLERİ
  • Karpuz Tohumları
  • Tohum
  • ZİRAİ ALETLER